Dizinin ilk bölümünde;
Üçüncü çocuğuna hamile olan Zuhal, kontrol için gittiği hastanede beklemediği bir tanı ile karşılaştı. Doktoruna göre 41 yaşında hamile kalmış olması üstüne bir de şeker hastalığı onun için büyük riskti.
Doktorun sözlerine sinirlenen Zuhal, çocuklarını da yanına alıp kocası Hasan'ın ofisine gitti. Bir türlü açılmayan kapı, Zuhal'in kafasını karıştırdı. Çok geçmeden şüphelerinde haklı olduğunu öğrendi.
Zuhal, kocasının sevgilisini evire çevire döverken; Hasan ise iki oğlunu yanına alıp hiçbir şey olmamış gibi yemeğe gitti...
Yaşadığı ihaneti hazmedemeyen Zuhal, eşinden boşandı. En küçük oğlu Bağış'ı da hem kocasına hem doktoruna inat doğurdu.
Ailesini kaybetme gerçeği ile yüzleşen Hasan, yaşadıklarının faturasını babasına kesti:
9 yaşında beni yatılıya verdiniz, mühendis olana kadar da aramadınız... Ben ne bileyim aile nasıl bir şey?
Babası ise Hasan'ın tavrını alttan almaya niyetli değildi: Kötü uçkurunun sebebi biz miyiz?
Bir adamın oğulluğu baba olunca biter Hasan... Sen evlatlıktan değil, babalıktan mesulsün!
Aradan yıllar geçti... Çocuklar büyüdü, Zuhal kendine yeni bir hayat kurdu...
NİSAN 1994
Çocuklarıyla birlikte annesinin evine yerleşen Zuhal, boşanmasına rağmen Hasan'ın getirdiği felaketlerden kurtulamadı. Sabah erkenden kapıya gelen haciz memurları, Hasan'ın borçlarını gerekçe göstererek eşyaları haczettiler.
Ablalarının başına gelenlerin hesabını sormak için Hasan'ın ofisine giden Vahide ve Semra, eniştelerine Zühal'e olan borcunu ödemeleri için baskı yaptılar.
Çocukların hacizden etkilenmesine engel olmak isteyen Zuhal, cebindeki bütün parayı yeni eşyalara harcadı...
Kendi evine sahip olmanın hayalini kuran Zuhal, iş görüşmesine giderken çocuklarını da yanında götürdü. Dönüşte ise bulduğu bahçeli evi Burak, Başar ve Bağış'a gösterdi...
Eve döndüklerinde Zuhal, Almanya'daki abisinin ve kardeşlerinin geldiğini öğrendi.
Kız kardeşlerinin yalnız olmadığını Hasan'a göstermek isteyen kardeşler geri dönüşü olmayan olayların da fitilini ateşlediler.
Kavga seslerini duyan Burak, elinde bıçakla salona geldi. Genç adamın öfkesini durduran annesinin çığlığı oldu.
Annesinin evinde kendisini sığıntı gibi hisseden Zuhal için buzdolabının ayrılması bardağı taşıran son damla oldu.
Beklenen haber geldi, Zuhal hayalini kurduğu halk ekmek büfesini açtı. Emekli ikramiyesinin üzerine çektiği banka kredisiyle, çocuklarına söz verdiği bahçeli evi de aldı.
Burak ve Başar'a not bırakan Zuhal, oğlu Bağış'ı da yanına alarak ilk iş gününe başladı...
Ekonomik durumunu nispeten de olsa düzelten Hasan, yıllar sonra çocuklarını görmeye gitti. Kaybettiği zamanı telafi etmek istediğini söyleyen Hasan, Burak ve Başar'ı koleje yazdırdı.
Okuldaki ilk gün özellikle Başar için çok zor geçti.
Çocuklara üniformalarını alan Hasan, Zuhal ile arasındaki buzları eritmek için elinden geleni yapsa da çok başarılı olamadı.
Zuhal hastalanıp da işe gidemeyince, büfeyi açmak Burak'a düştü... En sıkışık zamanda oğlunun yardımına yetişen Hasan, akşama kadar oğlunun yanından ayrılmadı.
Aynı dakikalarda Zuhal, annesi ve kız kardeşiyle büyük bir kavga ediyordu...
Annesinin çocuklarına olan sert tavrına daha fazla dayanamayan Zuhal'in tavrı netti: Bu evden gidiyoruz!
Büfeyi kapattıktan sonra babasının ısrarıyla taksiye binen Burak, cebindeki notu bulunca gözyaşlarını tutamadı...
Kaybettiği ailesini yeniden bir araya toplamanın planlarını yapan Hasan, Nazan'ın açıkladığı gerçekle neye uğradığını şaşırdı.
Babasına inanmaya başlayan Burak, Hasan ile Nazan'ın samimi hallerini görünce bir kez daha yıkıldı.
Zuhal ile Hasan'ı bir araya getirmek isteyen Yılmaz, ailenin buluşacağı bir yemek organize etti. Burak, yemeğe dahil olmayınca bu durum Zuhal'i endişelendirdi.
Vahide'ye haber bırakan Yılmaz, Burak gelir gelmez haber vermesini istedi.
İlerleyen saatlerde Vahide'den beklenen telefon geldi. Burak'la konuşmak isteyen Zuhal, oğlunun uyuduğunu öğrenince ısrar etti.
Dizinin final sahnesinde;
Ablasının ısrarıyla bir kez daha yeğeninin yanına giden Vahide, çığlık çığlığa telefona koştu:
Abla Burak bileklerini kesmiş...
Gerçek bir hikaye! 'Annem Ankara' kalplere dokunacak