Muazzez Ersoy, önceki akşam Maslak'ta izleyicisiyle buluştu. Basın mensupları ile sohbet etmeyi ihmal etmeyen isim, samimi açıklamalar yaptı.
“Muazzez Hanım, yıllar geçti ama siz hâlâ aynısınız” diyen gazetecilere, “Evet, yıllar geçti ama ben geçmedim. Bu, Yeni Gazino’da bu güzel mekanda ilk sahne alışım olacak. Herhalde bundan sonra da devam edecek. Keyifli olduğu kadar heyecanlı, her şeyin ilki hep heyecan yaratır ya, aynen öyle” dedi.
"GAZİNO SAHHNESİ İHTİŞAM İSTER"
Kıyafetiyle ilgili övgülere ise Ersoy, “Burcu Sedef’in ve ekibinin ellerine sağlık. Genç bir modacı ama çok başarılı, zaten diktiği kıyafetten belli değil mi? Bülent Ersoy’un da tarzıdır bu, sever ama ben de seviyorum. Gazino sahnesi ihtişam ister. Sade çıktığımız dönemler de oldu ama sahne görseli ihtişam ister, dikkat etmek lazım. Herkesin bir tarzı var. Ben klasik Türk sanat müziği okuyorum, Gülşen pop okuyor, Ajda Hanım pop okuyor. Onların da seçtikleri eserler gibi farklı tarzları var, bu onlara özgü bir şey. Bu da benim tarzım” yanıtını verdi.
"ARTIK YÜREK DAYANMIYOR"
Son günlerde yaşanan olaylarla ilgili görüşü sorulan sanatçı, “Ülke olarak çok büyük acılar yaşadık. Bazen televizyonu kapatmak geliyor içimden, asla tahammül edemiyorum, dayanamıyorum o bebeklere yapılanlara, olaylara. Evet, hayatın içinde tatlı olduğu kadar acılar da var ama bunlar çok büyük acılar. Artık yürek dayanmıyor, midemiz kaldırmıyor. İnsanlık büyük bir sınavdan geçiyor. İki gün önce de savunma sanayimize bir saldırı oldu. Ama şu var, hiçbir zaman yılmayacağız. Daha çok çalışmaya, daha çok üretmeye, daha büyük işlere imza atacağız” diye konuştu.
"AŞK ÇOK YORUCU"
Özel hayatıyla ilgili sorular üzerine ise, “Huzurlu ve çok rahat bir hayatım var. Aşk çok yorucu oluyor, o yüzden de huzurlu, sakin bir hayatı seçiyorum. Sakin, huzurlu bir hayat, oh ne rahat! Problemleri, sorunları kaldıracak gücüm yok. Rahatımı hiç bozmayın, kimin ne hali varsa görsün. Ama evlenmek isteyen evlensin, onlar için konuşmuyorum,” ifadelerini kullandı.
Muazzez Ersoy'dan yaz pozları!
Muazzez Ersoy'un buruk sevinci